Gebelik inkarı birçok insan için imkansıza yakın bir durum gibi görünebilir ancak hamileliğin farkında olmamak mümkün. Hemen okuyun!
Gebelik inkarı dendiği anda aklınıza belki de karnı hiç durmadan büyüdüğü halde hamile olduğunu reddeden bir anne adayı gelebilir. Öyle ki özellikle de bir insan anne olmayı düşünüyorsa bu durumun fark edilmemesi size imkansız görünebilir. Ancak durum bu kadar basit değil ve hamileliğin farkında olmamak mümkün. Üstelik bu konuda bedeniniz bile değişim geçirmeyerek hem sizi hem de çevrenizdekileri aldatabilir.
Gebelik İnkarı Nedir?
Hamilelik ilerlediği halde hem kadın hem çevresi bu durumun farkına varamıyorsa bu duruma “gebelik inkarı” ya da diğer adıyla “örtülü hamilelik” denir. Bu durum sanılanın aksine baştan itibaren bilinçli bir şekilde gebeliği reddetme hali değil, farkına varamama halidir.
Her 450 kadından biri hamile olduğunu 20. haftada fark edebiliyor. Buna “Kısmi İnkar” deniliyor. Bundan daha da uç olanı ise her 2.500 kadından birinin de ancak doğum sırasında hamile olduğunu anlaması oluyor ki buna da “Tam İnkar” deniliyor. Almanya’da yapılmış olan bir çalışmaya ait olan bu rakamlar bir kadının gebeliğini inkar halinde olmasının, üçüz bebek sahibi olmasından üç kat, kan uyuşmazlığı yaşamasından ise iki kat daha fazla mümkün olduğunu gösteriyor.
Örtülü hamilelik psikolojik açıdan ele alındığı ilginç bir sonucu daha işaret ediyor; hamileliğinin farkında olmayan anneler ile bebeğini doğurmak istemeyen anneler arasında bir fark söz konusu… Örneğin; bebeğini doğduktan sonra bakımsızlığa terk eden, bebeğini çok elverişsiz ortamlarda doğuran ya da bebek doğduktan sonra onun hayatına son veren annelerin davranışlarının altında yatan sebeplerde gebeliğin inkar edilmesine rastlanmıyor.
Yani bir daha belirtmekte fayda var ki örtülü hamilelik bebeği istememek, anne olmaya hazır olmamak gibi durumlarla değil, tam olarak hamileliğin farkına varılamaması ile açıklanıyor.
Peki, Bu Nasıl Mümkün Olabiliyor?
Gerçekten de ilk etapta hamilelik gibi mucizevi bir süreçte kaydedilen aşamanın fark edilmemesi imkansız görünüyor. Her şeyden önce karnın giderek şişmesi, kilo alınması, bulantı ve kusma gibi birçok hamilelik belirtisini gözlemleyememek kulağa inandırıcı gelmiyor olabilir. Ancak tam olarak burada daha da ilginç bir durum söz konusu oluyor.
Hamileliğin inkarı durumunda olan kadınların pek çoğu adetten kesilme, bulantı ya da kusma gibi belirtileri göstermiyorlar. Bununla birlikte fiziksel olarak da gözle görülür bir değişim geçirmiyorlar. Normalde oldukları hallerine o kadar yakın durumda kalıyorlar ki bu durum çevreleri ve hatta eşleri bile anlayamayabiliyor. Bu konuda Fransa’da bulunan La Teppe Merkezi’nden Perinatal Psikiyatri Bölümü’nden Dr. Oğuz Omay ile birlikte çalışmış olan Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar durumu şöyle de somutlaştırmış bulunuyor:
“Adli tıpta incelenen gebeliği ancak doğum esnasında fark eden tam inkar olgularında, kadınların fark edilmeyen gebelik sırasında çekilmiş mayolu plaj fotoğraflarında dahi bedenlerinde gebeliği düşündürecek bariz bir değişiklik izlenmediği olmuştur.”
Yani hamilelik belirtileri normal şartlardaki gibi ortaya çıkmayabilir. Bu yüzden ne anne adayı ne de çevresi farkına varmayabilir. Anne adayının kendisi de farkında olmadığı için sadece çevresinden gizlemesi ve dolayısıyla “gizlenen gebelik” sanılması da mümkün değildir.
Bu noktada belki de aklınıza gelecek olan şey gebeliğin ilk belirtilerinin atlanmasına sebep olan faktörün mental bir rahatsızlık sebebiyle görülmemiş olması olabilir. Ancak bunu da konu hakkında etraflıca çalışmış olan Doç. Dr.Gökben Hızlı Sayar’ın söyledikleri ile cevaplayalım:
“Bahsedilen tablo başka bir psikiyatrik hastalığa bağlı görünmemektedir. Psikoz, duygudurum bozukluğu, zeka geriliği gibi zihinsel işlevleri bozan bir duruma bağlı değildir.”
Hamileliğin ilk belirtilerinin herhangi bir psikolojik sorundan kaynaklanmadığını biliyoruz. Bununla birlikte bu durumun herhangi bir şekilde yaş, ırk, sınıf ya da ekonomik seviye farklarına göre ortaya çıkmadığını da biliyoruz.
Gebelik İnkarında “Hamilelik Belirtileri” Nelerdir?
Daha önce de açıkladığımız gibi bu durumda alışılmış olan belirtileri ancak çok zayıf olarak gözlemlemek mümkündür. Zaten bu yüzden de ya 20. haftadan sonrasını ya da doğumu bulabiliyor kadının hamile olduğunu anlaması. Ancak bu durumu tanımlamaya yardımcı bazı noktaları sayabiliriz:
- Kadın ve çevresindekiler durumun farkında değildir – ki buna “Paylaşılan İnkar” denir.
- Kadındaki belirtilerin çok zayıf olması durumu söz konusudur; yani inkar haline bedenin fizyolojik katılımı da söz konusudur.
- Kadına gebe olduğu bildirildiği zaman çoğu kez çevresindekilerin yaşadığından daha büyük bir şok yaşar ancak bu durumun “farkında olmama” hali son bulur.
Gebeliğin ilk belirtilerini yaşamış ve normal bir hamilelik süreci geçirmiş anneler ile bu durumdaki anneler arasında da ciddi fark vardır. Bebeğin daha ilk iletişim süreci, sağlıklı beslenmesi ve gelişimi için gerekli olan pek çok yapılmamış olacaktır. Örneğin; anne hamileliğinin farkında olmadığı için zararlı bazı alışkanlıkları varsa bunlara devam etmiş olabilir. Bu yüzden gebelik inkarı olan vakalarda annenin ciddi bir tıbbi ve psikolojik desteğe de ihtiyacı olabilir.
Hem bebek hem de anne için çok tehlikeli olabilecek böyle bir durum birçok kadının başına gelebiliyor. Bu sebeple her zaman doktor kontrolünde olmaya ve düzenli muayenelere ihtiyaç duyabileceğinizi hatırlayın. 🙂